İlaçların etkisi mi, vücudumun isyanı mıdır bilmem tabiri caizse -ölü gibi- uyuyorum. Gözümü açınca, ya da uykumdayken sevgilim, annem-babam, Ezra, abim (ağabey) kimisiyle konuşmuş ama yarım hatırlıyor kiminin aradığını bile hatırlamıyorum.
Bu kadar uykudan sonra biraz kendime geldim. Yarım saat sonra yeni bol parasetamollu ilacımı içip yeni bir seansa başlayacağım.
Bugün uyku aralarındaki yemek ve vitamin depolama zamanlarımda kendimce ustalara saygı kuşağı yaptım, saygılar "Francis Ford Coppola" ya idi. Film ise Apocalypse Now. IMDB puanının 8.6 olduğunu öğrenip başladım izlemeye, nasıl psikolojik, nasıl ağır. İçim darlana darlana yarım saat izleyip 2şer saat uyuya uyuya bu uzun mu uzun(202 dk) filmi izledim. Martin Sheen'in oyunculuğuna alkış tutarken; filmdeki Kurtz'un (Marlon Brando) felsefesini net anlayamadım. (Sarışınlığım bazen ağır tutuyor, evet) Film aslında akıcı ama içindeki kavramlar ağır, böyle durup durup düşünmen gerekiyor. Bir yandan da yol filmi, bu yanı güzel.
Neyse film bana savaş zamanında insan psikolojisinin gel-gitlerini, askerliğin ne denli boktan bir şey olduğunu (bunu filmden önce de deneyimlemiştim), akıl ile delilik arasındaki o ince çizginin aşılmasının hiç mi hiç zor olmadığını, insanın savaştığı sebebi unutup sistemin içinde kaybolabileceğini falan düşündürdü. Bu arada bu yazıda mumlardan bahsedecektim ama şimdi filmi bu kadar ayrıntılı anlatma nedenime geliyorum:
Gerdi beni.
Öyle gerildim ki, sanki ben de o teknenin güvertesinde silah tuttum. Benim de arkadaşlarım öldü, yaralandı. Dedim ki biraz sakinleşmem lazım. Joy FM'i açtım, köşe lambamı ve mumlarımı yaktım. Joy FM'de "Kerem Görsev'le Caz Yeşili" programı devam ededururken, aynadaki yansımama baktım. Burnum hala şiş, doktor 3 ay ile 1 yıl arası demişti ki makul. Yüzüm hastalıktan solmuş. Yine de bir sevdim kendimi. Sonra düşündüm ki mum ışığı etkisi (candle affect).
Evet, bunun üstüne kafa yorup şu sonuçları çıkardım:
- Mum ışığının votka etkisi var.
- Romantik bir yemeğin olmazsa olmazı meğer insanları daha güzel gösterip karşı cinsi heyecanlandırdığı için varmış!
- İsveçliler hep köşe ışığı ve mum ışığı ile aydınlanırlar (İsveçlilerin doğayı ve geleceği ne kadar çok düşündüklerini, gelecek nesillere güzel bir dünya bırakmak için rüzgar enerjisini ölesiye yaymaya çalışmaları, geri-dönüşüm, poşet ve su konusundaki hassasiyetlerini göz ardı ettim burada) demek ki mum ışığının etkisinin farkındalar, bunu uygulaya uygulaya (Bir şey kırk defa söyleyince olur mantığıyla) tüm nesil güzel olmuş! -Çok zorladım.
Joy FM mi yoksa mum mu bilmem rahatlattı beni.
İlacımı alıp uyuyuabilirim artık.
Love is blindness.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder