Ömer Seyfettin'in bir çok içki masasına meze yaptığım sözcükleri; "Ben Gönen'de doğdum."
And hikayesinin ilk cümlesidir bu.
Benim de çocukluk hayalim. "Ben Menemen'de doğdum"
Hayallerimin yanında daha gerçeğe yakın olanı aslında.
Menemen bir Anneanne evi. Kaç yaz orda geçti, kuzen nufüsumuzla kaç çeşitli oyunlar uydurduk bu memlekette. Şimdi oturmaya çalışan düzenle ne sıklıkta ziyaret edebilirim bu karmaşık memleketi merak ederim. Kubilay olayı, tarım ve göç gelir insanların aklına "Menemen" diyince. Benimse aklıma kuzen gelir, pişi gelir, sevgi gelir, soba gelir, taraça gelir. Anneannenin anlattığı hikayeler, erdem ve zorluklar gelir.
Şöyle cümleler duyulur;
-Hayırlısıysa olur.
-Kaderinde yazıldıysa gerçekleşir.
-İnşallah yavrum.
-Sağol evladım, Allah sana da göstersin.
-Allah herkesin gönlüne göre verir.
-Her şey olacağına varır.
Bu cümleler de çılgın sevilen ve sayılan birinden duyulunca kişi bir durur düşünür. Öyle mi acaba diye. Aslında hep kendi tercihlerinle gelmişsindir bir yerlere. Ama ananenin sözleri bir huzur yaratır, bir sakinlik. Salıp gidesin gelir sanki hayatının iplerini eline almış biri her şeyi yoluna koyacak gibi...
O anda ağabey odaya girer, der ki; "Bokumda boncuk buldum ister misin?"
Evet abimi (abi!) severim.
Başka bir huzurdur yani Menemen. Evet maskulendir, ama candır.
Büyük dayının tuttuğu mercandır, çipuradır; küçük dayının dilindeki sendikadır; büyük teyzenin firtekesi; küçük teyzenin sakinliği; kuzenlerin çeşitliliğidir. Bir duygu yoğunluğudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder