Anneannemin evindeyim, ama ev normal hali gibi değil.
Aynadaki yansımasının içindeyim evin.
Giriş sağdan değil soldan. Karşılıklı odalar yer değiştirmiş.
Mutfak ile dedemin odası da aynen.
Terasa doğru çıkmak istiyorum. Dışarıdan fırtına
sesleri geliyor. Çıkmak istiyorum merdivenlerden ama yukarıda bir karartı var.
Bu karartı insan siluetinde, ayak seslerimi duyunca
kafasını hızla çeviriyor bana doğru.
“Dışarısı fırtına, içeride oturmalıyız.” Diyorum annem
ve anneanneme.
Oturma odasına giriyoruz, yoktur diyorlar herhangi bir
şey.
Tehdit yok diye düşünmeleri beni huzursuz ediyor.
Çünkü biliyorum, ters giden bir şey var.
Oturma odasına yöneliyorum, arkamdan bir ses.
Uğultu gibi.
Attığım her adımda ses yaklaşıyor.
İçeri girdiğim anda peşimden bir rüzgar giriyor.
Bir anlık dalgınlıktan sonra odanın ortasındaki
hortumu fark ediyorum, bizimkileri arkama almaya çalışırken “Bir yere tutunun!”
diye bağırıyorum.
Annem oldukça cool, diyor ki “Önce camı, sonra koşarak
kapıyı açarsan bize zarar vermeden dışarı çıkar.
Aynen dediği gibi yapıyorum. Hortum hızla çıkıyor
dışarı. Göğe yükselip uzaklaşıyor. Evimize bir uğursuzluk uğramış gibi huzursuz
hissediyorum. Bize göre değil, yağmur, şimşek, rüzgar dışındaki hava durumları.
Hortum neymiş?
Sıcak vücuduma batarcasına uyanıyorum, anneannem
koltukta uzanmış. “Gök gürledi, şimşekler çaktı gece boyu” diyor.
Çok uykum var. Uyuyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder