Yıl 2010.
Yer İsveç.
Dünya tatlısı ev arkadaşlarımla "mingle" (kaynaşma)'ın çok moda olduğu ev partilerinden birine katılmışız.
Konu tabi ki Türkiye, Türk gelenek görenekleri, önyargılar, yaşam biçimi gibi konulara geldi. Sosyolog muyum ki bu konulardan bahsedeyim, her yerinde aynı mı ki diye düşünürken tabi ki başladım deneyimlerimden bahsetmeye.
Konu Türkiye'de geylere bakış açısına geldi. Karşımdaki sarışın İsveç delikanlısı dedi ki: "Siz kapalı bir toplumsunuz, geyler rahat yaşayabiliyor mu? Sevilmez sanırım sizin toplumda geyler. Bizde homofobik bulmanız zordur ama biz erkek erkeğe de öpüşebiliriz. Birlikte tuvalete de gireriz. Bunda hiç bir sakınca yok."
Üstüne de önce bir İsveç delikanlısını dudağından öptü (ateşsiz), üstüne birlikte tuvalete gittiler.
Çocukla konuşmaya devam ettikçe, homofobik olmadığımı, bu genç ile güzel sohbet ettiğimizi düşünmeye başladım. Ara ara da sevgilisinden bahsediyor. Konuşmanın arasında konuyla alakalı olarak "Erkek arkadaşınla mı gitmiştiniz?" gibi bir cümle kurma gafletinde bulundum. O Türkler önyargılıdır, kapalı toplum genellemeleri yapan çocuğun içinden bir canavar çıktı: "Sen beni gey mi sandın hiaaaa!" diye. Suratı düştü.
- Looo! Sen değil miydin "Biz hoşgörü toplumuyuz, hiç takmayız, lalalaaa yaşarız, yaşasın sevgi barış kardeşlik!" diyen?
Gitti öptü çocuğu, tuvalete girdiler birlikte. Bir de gelmiş bana bozuluyor.
Çocuğu öpüyorsun da beni mi deniyorsun, tepkimi mi ölçmeye çalışıyorsun?!? -
Demedim. Diyemedim.
Bozulmanın ötesinde, çocuk bir daha ne konuştu ne de selamlaştı benimle.
Deli sulu.
