27 Aralık 2015 Pazar

Giderken Bıraktığın Asmalar Üzüm

İlhan İrem'in hayatımdaki yeri farklıdır.
Siyah ojelerine rağmen; ki ben bile daha yeni yeni sürebiliyorum.
Ekstra anlam yüklemeye ve masalsılaştırmaya eğilimli bünyemle İlhan İrem şarkısının güzel bir anısı var. Lisedeyim ve açık lise okuyan, lakabı piç olan bir çocuktan hoşlanıyorum; ama ailem onunla görüşmemi yasaklamış. (Şu an evrene yayıyorum enerjiyi, piçlerle-ıssız adamlarla işim olmuyor)

Ağabeyimin öğrenci şehri Eskişehir'e gidiyorum, ilkokul 2. sınıftan alıştığım yalnız ama yandaki teyzenin omzuna yatıp uyumamın serbest (!) olduğu otobüs yolculuğuyla.
Sabah kulağımda İlhan İrem "Olanlar Olmuş" şarkısı; abimin evinde gözümü açtığımda karşımda hala rüyamdaki yasak aşkımın yüzü var.
Sabah kahvaltısı için şimdiki müstakbel eşi ve abim beni uyandırdıklarında; bu muhteşem rüyadan alıkonulmaktan şikayetçi ve çok küçük bir miktar asık suratla sofraya oturuyorum.
Kahvaltının üstüne, sonrasında da çok çok düşünüp özendiğim (Paylaşım, ilişki) el yapımı çilekli yoğurdu hüplettikten sonra Porsuk nehrinin yanındaki yürüyüşümüz başlıyor.
(Liseli halimle düşündüğüm üniversite hayali bu olmasa gerek, C1C2 bir ailenin şehir dışında okuyan çocukları için sağlayabilecekleri ekstra standartlar; fakat asla aile evi konforu ve buzdolabı zenginliği yok)
Porsuk kenarında görüyorum rüyamda gördüğüm merhumu.
Şaka gibi, liselisin sen de ikimizin yeri de Bal Bal Bal - Kes Kes Kes.
Ne işimiz var her ikimizin de Eskişehir'de?
Etkileniyorum, anlam yüklüyorum ekstra.
Neyse ki büyüdüm de hayal dünyasında yaşamıyorum artık (!?!)
Dinimiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder