9 Ekim 2016 Pazar

Tahammül Sınırı

Otuz bir, kendi küçük dünyam için zor bir yaştı.
Yaş olmaya da devam ediyor. Ağaç yaşken eğilir.
Bugüne kadar "Sevgiyle yapılan hiç bir şeyden zarar gelmez" deyişine inanmışken; başlarım sevgisine de, iyi niyetine de demek istedim bir çok zaman bu yıl.
İnsanlara duyduğum sevgi ve güven, derin sarsıntılara uğradı.
"Neden derin güven duyuyorsun ki, az şüphe ile yaklaşsana sen de!" derler adama ve kadına. Desinler, haklıdırlar. Haklılardır. Haklı da olacaklar.

Huyum kurusun demekle yetinmek istemeyip, tahammülümün azaldığını hissetmek  bir yandan bakış açım ile çelişirken, bir yandan da muzip bir mutlulukla dolduruyor içimi. Mutluluğun muzibi mi olur? Olur.
Herkes kendi içinde yaşadığı kavgayı yansıtıyorsa, saçma sapan çelişkilerle dolu bir kavga da benim içimde bir zamandır. Sevgi ver, sevgi al.
Vermeyiniz.
Gereksiz yere sevgi vermeyiniz.
Az da değil, çok gözlemleyiniz.
O güzel kalbinize, o tatlı emeklerinize yazık.
Yazık.

Bir gün koca bir kürek almış, sıra sıra hadsiz ağızlara vurmaya çalışırken görürseniz; hoş görünüz.
Tahammülüm azaldı.

Şarkı sözü gibi oldu.
Şarkı özü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder