30 Kasım 2010 Salı

Sakın

Bunları öc almak için yaptığımı zannetme; çünkü öyle değil."

Keşke öyle zannetseydim, sindirmesi kolay olurdu.
Öc almak için yenisi gelmiş olsaydı, öc almak için gözümün içine bakıp söyleseydi.
İnsanın içindeki ego ve bencillik yine insanı mahveden.

"Umudun var mıydı hala?"
Bilmem, umut nedir ki. Gidişhatı belliydi iki inatçı keçinin. Gidecekleri tek yol başlarının diki işte. Ama o inat geçince sakinleşebilirler, sevgiyi hissedince durulabilirlerdi. Keçinin teki başka çayırlarda otlamak isteyebilir, başının diki derken bizim keçiden baya uzaklaşabilirdi.

Her şeyin ötesinde; bizim keçinin geçmediği çiti geçmişti, çiti geçtiğini söyleyerek.
Bizim keçi, susmayı seçmişti. Gurursuz davranıp, gururu korumak için. Hayatta siyah ve beyazlar olmalı derken grilerin hepsini silmişti tek seferde.
Sonunu düşünmeden.
Cesaret, gurur, aşk, korkaklık, yalan, gerçek ve mide bulantısı açıklayabilir her şeyi.

İnsanın içinde fırtınalar kopar kopar da, artık gücü kalmaz.
Durulur.

Ertesi gün yeni bir maskeyle devam eder hayatına.
Biri ölmüş gibi.
Kayıp.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder